30 Kasım 2009 Pazartesi

a real goddess!



donna karan, kate moss, paris hilton, kevin costner, tülin şahin, ceyla aysal, elvan bilge, nil karaimbrahimgil gibi isimlerin ortak noktası; bee goddess tasarımları.

adını ve tılsımını anadolu'nun arı tanrıçası'ndan ve yunan mitolojisinden alan marka, en son mykonos luisa beach'te görücüye çıkmış, bizleri bir kez daha gururlandırmıştı.

'çok büyük' türk mücevher markalarının, bu tasarımları kutuları dahil, birebir taklit etmeleri kaçınılmaz oldu tabi ki.



markanın tasarımcısı ece şirin; bu sefer AÇEV yararına kolları sıvadı; keşke tasarımlar yerine vizyonlar taklit edilse!

en çok ses getiren artemis ve tanit motiflerine shakti de eklendi. satın alınan her shakti bileklik, bir anne okutacak. projenin sosyal sorumluluk değil bireysel bir sorumluluk olarak düşünüleceğini belirten ece şirin'i bir kez daha takdir ediyorum. hem tüketici, trend avı-avcısı, sosyolog etiketlerimle, hem de bir kadın olarak..

markaya bu adresten ulaşabilir, yeni yıla girerken dünyada bir fark da siz yaratabilirsiniz!

görsel

EDIT: yazımın mia-posta formatındaki versiyonu için tık!

25 Kasım 2009 Çarşamba

inspired by chloe!



sizi bilmem ama ben nedense bayramlarda küçük, şirin kız çocuğu gibi gezmek istiyorum. retro'm, bohem'im, romantik modum, vintage'ım depreşiyor:)) bir nevi oedipus kompleksi - pozitif anlamda algılayınız-

bu ciciler bende olsa hepsini çevire çevire giyerdim!

www

21 Kasım 2009 Cumartesi

Kurumsallaşma!


Jet-Set tatil adası Mykonos'un en popüler oteli olan, havalı müşteri kitlesini Ünlü Japon restoranı Nobu'yla birlikte kendine daha da bağlayan Belvedere, bir süredir renovasyonda. bu yıl tamamlanan renovasyon sürecine otel çalışanlarının üniformaları da dahil edilmiş. Üniformalar, Gucci ve Prada'nın erkek koleksiyonlarındaki izlerinden tanıyacağımız Neil Barrett'a emanet edilmiş. tasarımların sade ve maskülen tarzı, gerek konumu gerek sunduğu lüksle farkını ortaya koyan Belvedere'e artı bir değer katmış. Zaten bilindiği gibi otel, mimarisi yapısı ve çizgisiyle de adından sıkça söz ettiriyor.

tam da 'kurumsallaşma budur' dedirtir cinsten değil mi?

görsel: mensrag

santa klaus da sapıttı!



urban outfitters'ın exclusive koleksiyonu ve eğlenceli hikayeleri için tıklayın.

17 Kasım 2009 Salı

Şıklığın İpuçları Semineri ve Özlem Çakır





13. Cuma'lar için söylenenlere inanmayın!:)
13 Kasım Cuma günü, Türk moda sektörünün öncü markası Vakko'nun kuruluşu olan W Collection'ın hazırladığı "Şıklığın İpuçları" seminerinde katılımcıydım.
W Collection Genel Müdürü Gökay Erol'un konuşmasıyla başlayan organizasyon Özlem Çakır'ın sunumuyla devam etti. Seminerde erkek giyimindeki püf noktalarına değinildi, kurumsal giyim ve 'smart casual' dediğimiz giyim kuralları anlatıldı. Bunlar ten - renk uyumu, kıyafetin imaj üzerideki önemi, doğru kombinler ve doğru aksesuar kullanımı konuları ile desteklendi.



Özlem Çakır
, üniversite yıllarımdan beri çok beğendiğim ve ilgiyle izlediğim bir İmaj ve İletişim Danışmanı. Ayrıca o da benim gibi Amerikan Lisesi mezunu bir İzmir'li!

Bilmeyenlerimiz için, İmaj Danışmanlığı eğitimini New York Fashion Institude of Tecnology ve Atlanta’da London Image Institude’da tamamlamış.
Çakır kendi adını taşıyan şirketinde; kurumlara yönelik kişisel imaj, iletişim becerileri, sunum becerileri, medya iletişimi, serbest giyim, uluslararasi iş etiketi konularinda eğitim veriyor. Aynı zamanda, üst düzey yöneticilere ve politikacılara kişisel imaj danışmanlığı yapıyor.
Ve işin hihglight kısmı geliyor: Merkezi Washington’da olan Uluslararasi Imaj Danismanlari Dernegi’nin (A.I.C.I) Türkiye’den tek profesyonel üyesi.
Bitmedi, Mayis 2005’te P&G Beauty Ödül Töreni'nde 'Yılın En Başarılı Kişisel İmaj Danışmanı' ödülüne sektörün basın mensupları tarafından layık görüldü ve ödüllendirildi.

Haliyle, seminer ilgiyle izlendi, seminer öncesi kendisiyle tanışılıp kaynaşılarak blog adresimi de içeren kartvizit iletildi:) Özlem Hanım -şaşırmamak gerek ki- iletişimini ve imajını çok iyi yöneten biri olduğu kadar, çok da tatlı biri! Hatta yanına gidip hemen lafa girebildiğim için 2-3 cümlemden sonra 'Sen de mi Amerikan'lısın' dedi! Bu hem (s)empatik bir yaklaşım ve sıcak bir detay, hem de ne kadar iyi bir gözlemci olduğuna dakika bir gol bir kanıt! Kendisini sosyolog, kaliteli yaşam tarzı danışmanlığı deneyimim ve blogger kimliğimle dinlediğim kadar, İnsan Kaynakları ve İdari Kadro gözüyle de dinlediğimi iletince bana hemen okumam için kitap önerisinde bulunması sanırım günün en güzel olayıydı!:)



Bildiğiniz gibi, 2006’nın kasım ayından bu yana Dünya Grubu bünyesinde yayınlanan erkek lüks yaşam dergisi Gentleman, üçüncü yaşını kutladı. Gecede, Gentleman Dergisi ödülleri de sahiplerini buldu. Özlem hanım, katılmış olduğu bu geceye dair kritikleri ile söze başlayıp, centilmenliğin bir bütün olduğunun vurgusunu yaptı. Can Dündar'ın 'Giyim ya hakimiyet ya da teslimiyettir' cümlesiyle de bunu özetledi.
Yerine, zamanına, ortamına, okazyona, sosyal statüye, günün hangi saati olduğuna, giyilen kumaşın bile bir anlamı olduğuna; ayrıca cilt tonlaması, vücut orantısı, yaş, boy, kilo, yüz şekli gibi kilit noktalara tanım ve örneklendirmelerde bulundu.
İş yaşamında daha etkin, daha dinç ve dinamik, daha güçlü olmak adına çok önemli bir şeyin de giyim, beden dili ve genel imajımız olduğunu hatırlattı.



Bazı indirimlere veya modalara kapılma hatalarını artık erkeklerin de zaman zaman düştüğü malum. Olay sadece kilolu veya ince görünmekte değil..
Yanlış giyim, kişiyi hantal, bezgin, silik - fazla agresif, fazla soğuk - fazla sıcak, lüks düşkünü, özensiz, fazla ciddi - ciddiyetsiz gösterebiliyor. Bu noktada devreye girdiğini söyleyen uzman Özlem Hanım, her şeyden önce 'business' ve 'smart casual' ayrımının netleştirilmesini tavsiye ediyor.


Özlem Hanım, görsel örneklerle desteklediği konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün ne kadar iyi giyinen bir erkek olduğuna, gerçek bir centilmen olduğuna dikkat çekti.
(merhum) Ercan Arıklı ve Faruk Süren de her daim şık bulduğu diğer iki isim.
Mini defile ile hem W Collection ürünlerini daha yakından tanıma, hem de şıklığın ipuçlarını birebir kıyaslama şansımız oldu.

P.S: Aşkım, iyi ki yanımdaydın, seni seviyorum eşim.

görseller:egiad.org ve ozlemcakir.com

16 Kasım 2009 Pazartesi

kitab-ı mim!


siu'cuk, bana gene mim yollamış. (süper)
yollamakla da kalmamış, bana canımcım demiş! (süperetto)
bi de imdadıma koştu demiş:)) (süperella)
'hihihi, o senin tatlılığın' diyerek siu'ya öpücük gönderdikten sonra başlıyorum; umarım birilerine ilham verici olabilirim bu kitap isimlerini vererek..

1. Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu?

sakinleşmek ve durmak istemediğim, 'olumlu enerjik' bir dönemdeyim, bu yüzden neredeyse 15 gündür elime kitap almadım:) elif şafak'a olan özlemimi pembe kapaklı aşk'la doya doya giderdikten sonra bir süre bir şey okumadım.

şu an okuduklarım: 'Kuantum ve Kur'an - R. Şanal.
bir de part time:) okuduğum 'Verimli İnsan, Verimli Üretim - Halil Akgül'

2. En son aldığınız kitap?

'Verimli İnsan, Verimli Üretim - Halil Akgül'

3. Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz?

siu'can, her şeyde sevecek bir yan bulan biri olarak nası cevaplıycam bunu bilemedim! ama ilk hayatımı değiştiren ve büyüdüğümü, birey olduğumu ilk hissettiren kitap 'Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry'
26 yıllık şu hayatımda:P en en favorim ise muhteşem bir distopya olan 'Biz - Yevgeni Zamyatin'

Edit: Frederic Beigbeder kitaplarına hastayım! bilhassa 'romantik egoist'. okuyun!

4.Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de sizi illallah ettiren kitaplar?

hatırlayamadım ilk anda. aslında o kadar çok ki!
(dikkat eksikliği huyum genlerime kadar işledi zaten, bitiremediğim kitapların çok olması normal:)

Edit: Maeve Binchy teyzemin kitapları uyku etkisi yapıyor!

5. Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap?

Mesnevi - Mevlana
Ben ne Giydiğimi Biliyor Muyum? - Özlem Çakır
Başkasını Seviyorum - Ömer Özgüner

Böyle bir mim'i de Itır'a yollamamak olmaz!!

14 Kasım 2009 Cumartesi

prada book


prada'nın web sitesinde bakın ne var!
prada book!
kitapta moda ve iletişime, mükemmeliyet ve teknolojiye, mimariye ve sanata atıfta bulunulmuş. muccia prada ve patrizio bertelli'ye göre, işte tam da bu araçlar amaçlaşarak Prada'yı yaratıyor. fikir ve inovasyonlar lüks, moda ve stil kavramları ile tekrar gözden geçirilerek ayakkabılarımızın, çantalarımızın ortaya çıkmasında amaç oluyor. Prada malumumuz olan modern ve yaratıcı conceptini, titiz gözlem yeteneğine ve merak duygusuna borçlu. modasız, kuralsız, 'neredeyse doğal' dedikleri moda anlayışını destekleyen marka, Prada Book ile sadece mağazalarda ve showroom'larda değil, algımızın da ötesinde bulunmayı hedefliyor.
kitabın giriş bölümünde yazılanlar her ne kadar özgün olmayı gütse de, bir önceki postumda bahsettiğim burberry'nin the art of trench websitesine ne kadar benziyor, hatta aynısı dedirten görsel bir hataya düşülmüş.
Prada, bu ikilemin neresindesin kuzum?
buyrun prada book
buyrun burberry - the art of trench

10 Kasım 2009 Salı

trençkot sanatı



christopher bailey mi Burberry'i baştan çıkardı yoksa sokak trendleri mi, bilinmez, artık burberry'nin de streetstyle modunda muhteşem bir web sitesi var! artofthetrench.com.
sürekli güncellenen ve interaktif bir site olma özelliğiyle takdir kazanan sitede, sokak modasının kıdemli siteleri olan the sartorialist, garance dore ve face hunter 'dan da izler bulmak mümkün, hatta bu bir 'burberry ve sartorialist ortak projesi'.

eşimden bir alıntı: 'Tanrı insan olsaydı Burberry giyerdi!'
bu da benden: 'Burberry bir yaşam tarzı, Trenchcoat da bir sanattır.' öhöm. bence oldu:)
şaka bir yana, burberry ve sartorialist'in yarattıkları art of the trench, gerçekten eğlenceli ve ölümüne cool Burberry havasını bozmayan bir concept.

6 Kasım 2009 Cuma

Mimoloji:)


Mimoloji terimini, bana bu Mim'i yollayan Can'dan çalarak başlıyorum. başlıyorum da, 1. maddeyi de direk kopyalayabilirmişim aslında:))

en sevdiğim kokular:

1-Kendi kokum;
biliyorum çok narsist bi yaklaşım oldu bu, kendi kokuma bayılıyorum...

2-eşimin kokusu.

3-Annemin kokusu, babamın, kardeşimin kokusu

4-Lancome Hypnose Homme:)

5-Calvin Klein Euphoria Femme

6-Yağmur sonrası toprak kokusunu herkes yazmış, ama ben de yazıcam. o kokuyu duyunca şükrediyorum yaşadığıma, aldığım her nefese.

7-anneanne evi kokusu (var öle bişi, gerçekten!)

8-Eşimin sabah sabah benden gizli kalkıp gidip sürpriz yapmak için aldığı poğaça, ekmek ve gevreğin kokusu.

9-Havuz kokusu (klor kokusu değil ama, klorlu havuz kokusu:)

10- ruj kokusuuuu!!!

kokulu kokulu sizleri de öperek mim'i elmoş'a yolluyoruumm!!

3 Kasım 2009 Salı

outnet'ten bir güzellik daha:)



sanal alışverişin alıp başını gittiği şu günlerde, şüphesiz en sevilen sitelerin başında geliyor the outnet. kendini kısaca chic-onomic diye adlandıran, dünyanın her yerine gönderim gerçekleştiren, benim de severek alışveriş yaptığım site, takipçilerine yeni yıla girmeden bir hediye verdi bile!

ne mi oldu? boynuz kulağı geçti, www.net-a-porter.com 'un köklerinden doğan outnet, bence corso como işbirliği ile fark attı!

1 Kasım 2009 Pazar

Ünlülerin Takıları Burada! MissIst!!





geçenlerde yeni bir siteyle karşılaştım.
abartısız ve araklamasız görseller, gerçekçi yazı ve yorumlar.. www.unlulernegiyiyor.com ceren ve selin'in hazırladığı bu eğlenceli siteyi ziyaret ederken, sağ tarafta cicili bicili takıları gördüm. bir merak hemen cursor'ı MissIst Banner'ına doğru sürükledim:))
ve keşfettim ki bu kızlar, ünlülerin ne giydiklerini takip ederek; ünlülerin takılarından da tasarlıyor! Alışverişte aradığını bir türlü bulamayanlar, “Şık olsun, moda olsun, tek olsun, benim olsun, ama pahalı da olmasın” diyenler.. Benzerliklerden sıkılanlar.. Dünya modasını takip eden, ama onları Türkiye’de bulamayanlar.. Yıllarca bu dertlerden muzdarip olan iki genç kadın, yeni bir marka yarattı: Missİst.

ceren ve selin'i bir de kendilerinden dinleyelim:

Ünlülerin giydiği, taktığı her ne varsa, sizi anında haberdar edecek, onları moda çekimleri ile değil, sokak fotoğraflarıyla karşınıza çıkaracak. Her şeyden önemlisi, Missİst, onların üzerinde görüp, “Hemen, benim de olmalı” diye çıldırdığınız her akımın Türkiye’deki öncüsü olacak.
Kadınlar, Missİst’te alışveriş yaparken, “çok para harcama paranoyası” yaşamayacak, vicdan azabı çekmeyecek!




Missİst’in sunduğu deri wrap bileklikleri bu aralar, ABD’de Lindsay Lohan, Salma Hayek, Nicole Richie, Diane Kruger, Mena Suvari, Miley Cyrus, Kim Kardashian ve Gossip Girl’in ünlü oyuncusu Leighton Meester takıyor.

Şu anda kendi internet sitesinde satış yapan Missİst’in ürünlerini hemen görmek ve alışverişe başlamak istiyorsanız: www.missist.com. site de en az tasarımlar kadar eğlenceli, çünkü sempatik bi yazı dili ve her gün güncellenen bir içeriğe sahip. ayrıca telefonla sipariş verme gibi bir şansınız da var.

siu'cuğumun hatırlatmasıyla hemmen edit: markanın ürünlerini, www.markafoni.com adresinde de bulabilirsiniz, 3 - 6 Kasım Tarihlerinde. Markafoni davetiyesi isteyenler, fashionbysiu@gmail.com adresine e-posta yollasın. e-posta adresim adlı-soyadlı, yazmak istemedim buraya; hem siu'ya da teşekkür etmiş olurum:)

P.S. MissIst'in benim için çok önemli bir yönü daha var. kendilerine yazmış olduğum e-posta'dan alıntı:

ben: ''Ürünlerle ilgili de bir sorum var. Ben ince ipli bileklikleri N.Taşı aspendos'tan da alsam, dandik yerden de alsam hep başıma şu geliyor: iplerle kopçaların arasında metal bir parça var ya, ucunda halka olan, o parçanın içinden ipli bilekliğin ipi çıkıveriyor!! kalite konusunda nası bi güvenceniz var bilgi almam mümkün mü?''
MissIst: ''İpli bilekliklerle ilgili yaşadığın sorunu çok iyi anlıyoruz. Aynılarını biz de yaşadık, aslına bakarsan, Missİst’in çıkış noktası da bunun gibi müşterisel ve kadınsal durumlar oldu. Bunu bildiğimizden, özellikle ipli bilekliklerde bu konuya çok dikkat ediyoruz ve hepsini özellikle test ediyoruz. Ama elbette gözden kaçmış bir hata olması durumunda da, her zaman değiştirme veya iade hakkı var müşterilerimizin. Hiç endişen olmasın, biz müşteri tarafından gelen marka sahipleriyiz.''

harikalar, değil mi?:))